İnsanın en temel ihtiyaçlarından biri olan sevgi, hayat yolculuğumuzu daha anlamlı ve mutlu kılan bir duygu. Hepimiz ilgiye, desteğe ve sevgiye muhtacız. Ancak sevgi, tıpkı su gibi, ihtiyaçtan fazla olduğunda zararlı bir hal alabilir. Sevginin fazlalığı, çoğu zaman farkında olmadan kişisel sınırların aşılmasına, bağımlılığa ve dengesiz beklentilere yol açabilir.
Sevginin fazlasının zararlarından ilki, bireyin kendi sınırlarını aşmasıdır. Karşımızdaki kişiye aşırı derecede ilgi göstermek, onu her an düşünmek, başlangıçta olumlu bir davranış gibi görünse de zamanla hem kendi sınırlarımızı hem de karşımızdaki kişinin sınırlarını zorlamaya başlar. Sağlıklı bir ilişki, bireylerin kendilerine ait alanlara sahip olmalarına izin verir. Aksi halde, sınırların ihlal edilmesi, her iki taraf için de ilişkiyi yıpratır ve huzursuzluğa yol açar.
Bir diğer önemli nokta, sevginin fazlasının bağımlılığa dönüşme riskidir. Sevdiğimiz kişiye aşırı derecede bağlanmak, bireysel olarak güçlü bir duruş sergilememizi engelleyebilir. Hayatımızı o kişiye odaklı yaşamaya başladığımızda, kendi kimliğimizi, isteklerimizi ve hedeflerimizi ikinci plana itme eğiliminde oluruz. Bu durum, karşı tarafta da bir yük hissi oluşturabilir. Sevgi, paylaşılması gereken bir duygu iken bağımlılık haline geldiğinde, karşıdaki kişiyi taşıması zor bir sorumluluğun altına sokabilir.
Sevginin fazlalığı, aynı zamanda beklentilerde artışa neden olur. Sevdiğimiz kişiden sürekli ilgi, şefkat ve destek beklemek gerçekçi olmayan beklentilere yol açar. Oysa herkesin hayatında inişli çıkışlı dönemleri vardır; kimi zaman ilgi ve desteğe ihtiyacımız olurken kimi zaman kendi içimize dönmeye ihtiyaç duyarız. Sağlıklı bir ilişkinin temeli, karşılıklı alan tanımaktan geçer. Her iki tarafın da kendine nefes alacak bir alanı olmalı, kendi iç dünyalarında huzuru bulabilmelidir.
Bu bağlamda Turgut Uyar'ın şu sözleri oldukça anlamlıdır:
‘Çok seviyorsun o çiçeği ama bir süre sonra ölüyor. Hatta sen çok su verdin diye ölüyor bâzen. Bâzı şeyler tam olarak böyle.’
Sevgi, kontrolsüzce sarf edildiğinde yıkıcı olabilir. Sevgi de bir çiçek gibi, ne fazla ne eksik, tam kararında sulanmalıdır. Dengesi sağlandığında sevgi, bireyleri geliştirir ve güçlendirir; ama dengesi bozulduğunda, hem sevilene hem de sevene zarar verir.
Karşılıklı anlayış ve saygı üzerine inşa edilen sevgi, en sağlam ve uzun ömürlü olanıdır. Sevgi, dengeyle anlam kazanır; fazlası ise bu kutsal duyguyu yıpratır ve özünden uzaklaştırır.